10 Ocak 2009 Cumartesi

Ordu'dan Lisbon'a !


Orduspor'un bu sezon Gana ligi takımlarından Hearts Of Lions'tan transfer ettiği Ganalı savunma oyuncsu Jerry Akaminko'yu Sporting Lisbon istiyor. Bu transferin önümüzdeki iki gün içinde netlik kazanması bekleniyor. 20 yaşındaki oyuncu bu sezon özellikle Bank Asya ligindeki performansıyla dikkati çekmişti. Orduspor'un bir diğer yabancı transferi forvet Bruno Mezenga'da ilk yarıda oynadığı 15 maçta attığı 16 golle büyük sükse yapmıştı. Orduspor , futbolda transferin dar bütçeyle de nasıl yapılabileceğini gösterdi sanırım. Orduspor yönetimini alkışlıyor, diğer futbol katillerine de selamlarımı iletiyorum.

Manchester City ve Transfer


"Arap yağı bol buldu mu kıçına başına sürermiş."

Manchester City'nin teknik direktörü Mark Hughes'un Roque Santa Cruz için yaptıkları 12 milyon poundluk teklifin Blackburn tarafından reddedildiğini açıklamasından sonra Blackburn cephesinden buna yanıt geldi. Blackburn'un menajeri Sam Allardyce "Eğer Cruz'u almak istiyorlarsa reddedemeyeceğimiz bir teklif yapmalılar. Ben tabiki Santa Cruz'un takımda kalmasını isterim ancak sonuçta gerçekten iyi bir teklif gelirse kabul etmemiz kaçınılmaz" açıklamasını yaptı. Arapların kulübü satın almasıyla birlikte transfer politikası temel olarak parayı bastırıp oyuncuyu almaya dönüşen Manchester City'nin bu transfer hamlesi ne kadar gerekli, tartışılır. Zaten kadrosunda Robinho, Bojinov, Jo ve Vassel'i bulunduran "The Blues" Paraguaylı'da neden bu kadar ısrarcı anlamıyorum, iyi bir oyuncu fakat Cruz için yapılacak 12 miyon pound dan yüksek ikinci bir teklif israftan başka bir şey değildir gözümde. Yukarıdaki atasözü haberi özetler nitelikte.

Yusuf ve Beşiktaş



Beşiktaş ani bir operasyonla Bursaspor'un tecrübeli yıldızı Yusuf Şimşek'i transfer etti. Transferiyle birlikte de birçok tartışma başladı bile. Bu transferin iki yönü var. İlki Yıldırım Demirören yönetiminin seçim öncesi kendini kurtarma çabası. Yönetim buldu Yusuf'u , hem ucuz hem yetenekleri belli , hem de yıldız, hemen bitirdiler işini. Onlar ne anlasın futbolun taktik yapısından, oyuncunun gerekeninden , ön liberosundan. Yıldız futbolcu transfer ettiler işte. Zaten anlamaya ne gerek var , bu halleriyle 5 senedir yönetiyorlar kulübü. Oh tamam yine günü kurtardılar ya sorun yok. Zaten adam da doğuştan Beşiktaşlıymış daha ne olsun onlar için. Bir de transfer için 1 trilyon, bir genç oyuncu ve savunma oyuncusunu verdi Beşiktaş. Karşılığında da 34'lük Yusuf'u aldı. Yahu Seedorf'u mu aldın be adam !

Bir de bu transfere Mustafa Denizli açısından bakmak lazım. Denizli'nin aklından geçen Yusuf gibi iyi bi yedekle Delgado'nun performansını arttırmak. Sana muhtaç değiliz hesabı. İkisini beraber oynatmak gibi bir düşüncesi olduğunu sanmıyorum çünkü o da biliyor ki şu anda oynattığı sistemde iki günümüz çağına uymayan, savunma yapmayan topçuya yer yok. En fazla birine katlanılabilir , ikincisi intihardır. Mustafa Denizli'de Yusuf tranferiyle önemli bir kumar oynadı. Artık karşısına aldığı onlarca Beşiktaşlıya Yusuf transferinde haklı olduğunu kanıtlamak zorunda.

Peki ya tersi olursa ? Yusuf kumarı tutmaz ve Beşiktaş şampiyon olamazsa ? İşte o zaman Demirören - Denizli el ele giderler , ha birde yanlarına Yusuf'u alırlar kanımca.

Türk Telekom Arena yükselmeye devam ediyor



Galatasaray’ın geleceğini kurtaracak olan proje gözüyle bakılan Aslantepe Ali Sami Yen Spor Kompleksi, artık ete kemiğe büründü. Geçtiğimizde günlerde yayınlanan inşaat alanı fotoğrafları Galatasaraylı taraftarları iyiden iyice heyecanlandırmaya başladı. Pek çok sorunu, tartışmaları ve geçmişte klubün yaşadığı stad skandallarından doğan umutsuzlukları geride bırakan Ali Sami Yen Spor Kompleksi’nde şu anda 6. kat aşamasına gelindi. Bu ayın sonunda E ve D blok tribün montajının bitmesi amaçlanan statta, tribünlerin Ali Sami Yen’e göre sahaya yakınlığı da dikkat çekici. Tribünlerin sahaya uzaklığının 6 metre olacağının açıklanması da bunun bir kanıtı. Bu hayal edilince uzun bir mesafe gibi gelse de, hem reklam panolarının rahatça saha içine konması hem de gerekli hallerde itfaiye veya ambulansın rahatlıkla saha içine girmesi açısından ideal. Bu yakınlıkla stattaki atmosferin en üst düzeye çıkması ve aynı zamanda UEFA kriterlerine de uyulması amaçlanıyor. Pek çok taraftarın aklını kurcalayan trafik sorununun çözümü ise henüz stad ortada yokken planlanmış. Yayaların büyük bir kısmı, 32 bin kişi, metro bağlantısıyla stada kısa bir zamanda giriş yapabilecekler. Yaklaşık 10 bin seyircinin özel arabayla geleceği düşünülürse, 10 bin seyircinin de diğer araçlarla, dolmuş, taksi, otobüs vb. ile stada ulaşacaklar. Öte yandan bugüne kadar Galtasaray’ın resmi sitesinde Aslantepe olarak geçen stad projesi, bilindiği gibi Türk Telekom’un stadın isim hakkını 10 yıllığına 75 milyon euro’ya alması sonucu, artık Türk Telekom Arena olarak geçmeye başladı. Galatasaray taraftar cephesinde ise heyecanlı bekleyiş sürmekte. Bakalım sadece forma reklamı, loca satışı, ve isim hakkı üzerinden 150 milyon euro’yu kasasına koyacak olan Cimbom’un geleceği hayata geçirilecek bu projelerle kurtarılabilecek mi…

Haftanın 5'lisi


224 Everton - Hull 2.5 Altı 1.75
543 Bologna - Chievo 1 1.60
561 Leixoes - Setubal 1 1.60
613 Santander - Huelva 1 1.65
621 Espanyol - Almeria 1 1.70

Toplam oran: 12.57

9 Ocak 2009 Cuma

Haftasonu Programı


10 OCAK CUMARTESİ
13.30 ANKARASPOR-KAYSERİSPOR / LİG TV
14:45 ASTON VILLA - WEST BROMWİCH / SPORMAX
17:00 ARSENAL-BOLTON / SPORMAX
18.25 BURSASPOR-WERDER BREMEN / TRT 1
19.00 GAZİANTEPSPOR - BEŞİKTAŞ / LİG TV
19.00 GENOA-TORİNO / NTV SPOR
19.20 BURNLEY-SWANSEA / FUTBOLSMART
19:30 STOKE CITY-LIVERPOOL / SPORMAX
21.00 DEPORTİVO L.C-SEVİLLA / NTV SPOR
21.30 İNTER-CAGLİARİ / NTV
22.00 AUXERRE – MARSİLYA / KANAL A
22:45 SPORTING LISBON-MARITIMO / SPORMAX
23.00 VALENCİA-VİLLAREAL / NTV SPOR

11 OCAK PAZAR
13.30 TOKATSPOR-FENERBAHÇE / LİG TV
15:30 WIGAN - TOTTENHAM / SPORMAX
16.00 JUVENTUS-SİENA / NTV SPOR
18:00 MALLORCA-REAL MADRID / NTV
18:30 MANCHESTER UNITED- CHELSEA / SPORMAX
19.25 GALATASARAY-BAYER LEVERKUSEN / TRT 1
21:30 ROMA-MILAN / NTV
22.00 OSASUNA-BARCELONA / NTV SPOR
22:45 PORTO - TROFENSE / SPORMAX

12 OCAK PAZARTESİ
13.30 SİVASSPOR-DENİZLİSPOR / LİG TV

8 Ocak 2009 Perşembe

Yusuf Şimşek Beşiktaş'ta

Günlerdir Trabzonspor ile adı anılan Yusuf Şimşek, son dakika çalımıyla Beşiktaş'a transfer oldu. Tüm futbolseverleri ters köşeye yatıran Beşiktaş yönetimini ve Yusuf Şimşek'i kutluyor, kendisine Beşiktaş'ta başarılar diliyoruz.

C.Ronaldo Arda'ya özendi


Manchester United'in yıldız futbolcusu C.Ronaldo trafik kazası geçirdi. Fotoğraftan da belli olduğu gibi hasar durumu fazla ancak Ronaldo'nun sağlık durumu iyi ve antremanlara çıkıyor. Yapılan alkol testinde de sonuçlar negatif çıktı. Arabada takım arkadaşı Van Der Sar'da bulunuyordu ve onun da sağlık durumu iyi. Arda ve C.Ronaldo örneklerine bakarak, futbolcuların ellerini ayakları kadar başarılı kullanamadıklarını söyleyebilirz...

Hamas'a selam, direnişe devam

Frederic Kanoute dün Deportivo maçında attığı golden sonra Filistin tişörtüyle..

7 Ocak 2009 Çarşamba

He is back




Geçen sezon ocak ayında Tottenham'dan Porstmouth'a, o zamanki Portsmouth Teknik Direktörü Harry Redknapp'ın isteği üzerine 9 milyon euroya transfer olan yıldız futbolcu , Redknapp'ın Tottenham'a geçmesiyle eski takımına 16 milyon euroya geri döndü. Tottenham para saçmaya devam ediyor.Böyle bir transferi bir Tottenham bir de Beşiktaş gerçekleştirirdi heralde. Harry Redknapp Defoe'yu her yere götürmekte kararlı anlaşılan. Defoe'nun kalitesine diyecek yokta çok mu gerekliydi Tottenham'a bir forvet takviyesi.

6 Ocak 2009 Salı

General Bülent


''O zamanlar asker Bülent'tim. O zamandan bu yana da asker Bülent olarak kaldım. Şimdi de general Bülent olarak devam ediyorum''


Sivasspor Teknik direktörünün Fenerbahçe'de oynadığı yıllarda attığı golden sonra yaptığı asker selamıyla ilgili sözü

Galaxy'den Avrupa'ya kira furyası





Geçtiğimiz günlerde uzun zamandır konuşulan David Beckham - AC Milan flörtü resmilik kazanmış ve Beckham 4 aylığına Los Angeles Galaxy takımından AC Milan'a kiralanmıştı. Beckham'ın rekor bonservis ücretiyle gittiği Galaxy takımında bir türlü mutlu olamadığı gelen haberler arasındaydı ve artık kariyerinin sonuna gelen büyük yıldız, lige verilen arada belki futbol açısından kendini bulmak, belki de moda şehri Milano'da bir değişiklik yaşamak amacıyla bu 4 aylık teklifi kabul etmişti. Burada Milan'ın böyle bir transfere ihtiyacı olup olmadığını konuşmak anlamsız olur. Bence ne kadar anlamsız olsa da malum söz konusu olan Beckham, ve Milan taraftarlarının imza törenindeki heyecanı da yönetimi mutlu etmeye yetmiş olabilir. Bügün gelen bir başka haberle de Galaxy takımının bir başka yıldızı olan London Donovan'ın Bayern Münih takımına kiralandığını duyduk. Beckham'dan sonra takımın en büyük ikinci yıldızı olan Donovan'ın da Oliç gelene kadar değil belki ama en azından iki aylığına Bayern'in forvet sorununa çare olabileceği bir gerçek. Ancak bu gerçeğin ötesinde Galaxy takımının, iki büyük yıldızını neden kiraladığı da bir başka açıklama gerektiren konu. Büyük paralar harcayarak Beckham'ı transfer eden Galaxy, Major Leauge'nin adını Avrupa'ya duyurmayı başarmıştı. Ancak görünen o ki bu onlara yetmemiş. Bu sefer yıldızlarını Avrupa'ya kiralayarak takımın dolayısıyla da ligin değerini daha da artırmak amacındalar. Bu iki yıldızın Avrupa'da kısa sürede neler yapabilecekleri büyük bir soru işareti taşırken, Galaxy şimdiden adını Avrupa'da tekrar konuşturmaya başlayarak amacına ulaşmış gözüküyor.

Nazar Boncuğu


Bilindiği gibi milli futbolcu Emre Belözoğlu geçtiğimiz haftasonu büyük katılımın olduğu bir nikahla dünya evine girdi. Kendisi için çok önemli olan bu günde "karşı yakanın takımı" ndan olan arkadaşı, Galatasaraylı Arda Turan da kendisini yalnız bırakmayanlar arasındaydı. Nikahın ertesi günü öğrendikki Arda Turan eve dönüş yolunda lüks arabasıyla bir trafik kazası geçirmiş ve takımın bir sonraki gün başlayan Altay maçı antremanına çıkamayacakmış. Arda'nın geçirdiği kazanın ciddiyeti ile ilgili pek bir şey öğrenemediğimiz iki günden sonra, onu ilk kez bu gün takımıyla çıktığı idmanda gördük. Onu sağlam ve takımla beraber çalışırken görmek yüreğimize su serperken, gözündeki morluk da dikkat çekmeyecek cinsten değildi. İlginç olan bir başka nokta iste, Arda'nın bu kazada böyle bir yara almış olması. Gözünde böyle bir morluk oluşması için çok büyük ihtimalle yüzünü direksiyona çarpmış olması gerektiğini düşünürken, kendisinin kullanığı lüks arabanın direksiyondan açılan bir airbag i olmaması ihitmali de bana çok saçma geliyor, çünkü böyle bir yara ancak göze gelen sert bir yumruk ya da dirsek darbesiyle oluşabilecek bir yara. Açıkçası Arda Turan'ın bu kazada böyle bir yarayı nasıl aldığının kafalarda soru işaretleri yaratmaması, özellikle kazayla ilgili bir açıklamanın yapılmadığı bu durumda, biraz zor gözüküyor. Bütün bunlara rağmen onu yine takımla ve sağlıklı görmek, bu sene yaşadığı bu tür sağlık problemlerinden sonra futbolseverleri sevindiren bir etken.

Gökhan Emreciksin ve Abdülkadir Kayalı imzaladı !


Gökhan Emreciksin ve Abdülkadir Kayalı bugün kendilerini 4.5 yıllığına Fenerbahçe kulübüne bağlayan sözleşmeye imza attılar.İkisinin de fesih ile gelmesi ve özellikle Gökhan'ın bedavaya alınması bu transfer için çok büyük artı.Abdülkadir'i çok izleme fırsatı bulamadım fakat izleyenlerin yorumu son derece olumlu.Gökhan çok yetenekli ve özgüveniyle öne çıkan bir futbolcu kesinlikle bu çocukta gelecek var. Peki ya yaptığı seçim doğru mu ? Yıllardır genç yetenek çürütme fabrikası olan Fenerbahçe'de gereken şansı bulabilir mi ? Eğer ilk çıktığı maçta 3 gol 5 asistle oynamassa pek sanmam.Aynı şey Abdülkadir içinde geçerli olacaktır.Eveet hadi bakalım gençler doğru Ali Bilginlerin, Gürhan Gürsoyların, İlhan Parlakların yanına...

"10 numara" Topçular

Rodrigo Barbosa Tabata
"Ben Pele'nin 10 numara giydiği bir takımdan, 10 numara giyerek bu takıma geldim." Bunlar Gaziantepspor'a geldikten sonra ilk sözleriydi Tabata'nın. Gaziantep'in Fenerbahçe'yi yendiği ilk maçta gol atarak gerçek bir on numara olduğunun sinyallerini verdi. İlerleyen haftalarda yaptığı asistler ve attığı gollerle Gaziantep halkının sevgilisi haline gelen Tabata benimde beğenerek takip ettiğim oyunculardan biri oldu, gerek oyun görüşü, gerek tekniğiyle olsun her anlamda futbolseverlerin göz zevkine hitap etti. 17 maçta attığı 8 golle ve yaptığı asistlerle Gaziantepspor'un vazgeçilmezi,beyni,herşeyi. Zaten Tsl'de ilk devrenin bitmesinin ardından Trabzonsporlu yöneticiler gecikmeden Tabata ile ciddi olarak ilgilendiklerini açıkladılar. Şuanki haliyle 3 büyüklerde rahatça ilk 11'e girebilecek bir oyuncu.

Cassio De Souza Soares Lincoln
Geçen sezon Galatasaray camiasını ayağa kaldıran transferiyle Lincoln, Galatasaray'ın en çok para harcadığı yabancılardan biriydi. Galatasaray taraftarı daha Türkiye'ye ayak basmadan ismine şarkılar yazmaya başlamıştı. Forma satışlarını patlatmıştı, ancak ne olduysa oldu ve Lincoln Türkiye'deki ilk sezonunu başarısız geçirdi, hiçbir lig derbisinde forma dahi giymedi.
Sakat olduğu söylendi, aslında sakat olmadığı Galatasaray'da mutsuz olduğu oynamamak için bahaneler uydurduğuda söylendi. Yani her hareketiyle olay oldu Lincoln ne yapsa üzerine bir şeyler yazıldı, çizildi ve ilk sezonu futboldan uzak geçti. Yazın Galatasaray birbiri ardına isim yapmış yabancı futbolcular almaya başlayınca Galatasaray taraftarının bir numaralı merak konusu Lincoln ve yabancılarının performansının nasıl olacağıydı. Ve lig başladığında görüldü ki Lincoln damarlarında akan Brezilyalı kanına daha fazla karşı koyamamış. Gelen diğer yabancılarla hemen uyum sağlayan Lincoln tabiri caizse ligin ilk yarısında "şov" yaptı. Gol attı, asist yaptı, ortasahada top kaptı, top sektirdi (!) ve ayrıca mücadelesiyle alkış aldı. Galatasaray taraftarını mest eden Lincoln yaptığı 14 asist ve attığı 8 golle takımını adeta sırtında taşıdı. Ligin ilk yarısında bomba gibi bir performans sergileyen Lincoln'un takımını üç kulvarda da başarıya taşıyıp taşıyamayacağı merak konusu.


Ligin 2. yarısı şampiyonluk yolunda neler getirir?


Ligin ilk yarısında Anadolu kulüplerinin de zirveye ortak olmasıyla birlikte zevkli bir dönem geçirdik ancak akıllara gelen soru, bu kulüpler ligin 2. yarısında geçen senelerde de olduğu gibi söner mi yoksa Süper Lig tarihinde bir ilke imza atarak sezon sonu kupayı müzesine götürür mü? Sivasspor başta olmak üzere Trabzonspor, Ankaraspor, Kayserispor… Süper Lig’de bu sene 3 büyüklere kupayı yar etmemek için sahada canla başla mücadele eden ekiplerin başında geliyorlar. Süper Lig şampiyonu olabilmek için öncelikle geniş bir kadroya sahip olmanız gerekir. Sivasspor örneğinden yola çıkalım Mehmet Yıldız ve Musa Aydın takımın değişilmez iki oyuncusu ve onların cezalı olması ya da sakatlık yaşaması durumunda takım gol bulmakta zorlanacağı gibi galibiyet alması da zorlaşır. Bu takımlar arasında kadrosu en zengin olan takım sezon başında isabetli transferler yapıp eski günlerine dönme sinyalleri veren Trabzonspor. İç sahada oynadığı maçlarda müthiş taraftar desteği ve her galibiyet sonrası şampiyon olmuşçasına kutlamalar, takımın şampiyonluğu ne kadar arzuladığını ve başarıya inandığını gösteriyor. Deplasman açısından Ankaraspor ve Kayserispor maçları 3 büyükler dahil her takımın kabusu olmaya devam eder ancak şampiyonluk yolunda pek varlık gösteremeyeceklerdir çünkü kadro darlığı sıkıntısı bu iki takımda da var. Takımlar oyun sistemlerini yetenekli oyuncuları üzerine kurmuş ve onların sırtından geçiniyorlar ancak oyuncudan da tüm sezon boyunca formda olması beklenemez. (Ör: Özer Hurmacı, Mehmet Topuz, Cangele vs.). 3 büyüklere geldiğimizde ilk yarıda takım uyuşması ve yıldız oyuncuları en formda olan takım Galatasaraydi. Lincoln’ün tekrar hayata dönmesi, takıma yeni katılan Baros, Kewell, Meira ve De Sanctis’in uyum sürecinin kısa sürmesi ilk yarıyı Galatasaray için olumlu kıldı. Resmin bütününe baktığımızda şampiyonluk için en güçlü aday Galatasaray olarak göze çarpıyor. Kadro açısından üç kulvar da da mücadele etme kapasitesine sahip olan Galatasaray eğer UEFA kupasında yoluna devam ederse Avrupa dönüşü yorgunluk ile ligde şampiyonluğa tesir edecek önemli kayıplar yaşayabilir. Fenerbahçe’ye baktığımızda, sezon başında Aragones’in gelmesi Zico’nun oturttuğu Brezilya kökenli sisteme uymadı, ayrıca Aragones’in sistemi de geldiği günden bu yana takımı sırtlayıp en sonunda kaptanlık pazubandını koluna takan Alex’e. Takımın kaptanı olan Alex’in mutsuzluğu ve form düşüklüğü doğal olarak tüm takımı etkiledi ve Fenerbahçe ilk yarıda Güiza’dan da beklediği verimi alamadığı için beklenmeyen puan kayıpları yaşadı. Son haftalarda takım toparlanma sinyalleri de verse başarı için istikrar gerekir. Fenerbahçe devre arasını iyi değerlendirir ve gerekli mevkilere iyi transferler yaparsa Galatasaray ile şampiyonluk için çetin bir mücadeleye girer.( Forvette yalnız kalan Güiza’nın yanına bir golcü, takımı hücuma kaldıracak bir ortasaha ) Beşiktaş ise bu yönetim kadrosu ile şampiyonluğu ancak rüyasında görür. Başarının gelmesi için takımda komple bir atmosfer olması gerekir ancak takımına bu kadar bağlı olan Beşiktaş taraftarından her maç duyduğumuz “Yıldırım Demirören YETER!” tezahüratı her şeyi açıkça ortaya koyuyor. Yapılan hatalı transferler ve kadronun Fenerbahçe ve Galatasaray ye oranla kalite düşüklüğünün olması bu sezon için de şampiyonluğun Beşiktaş için hayal olduğunun göstergeleridir. Toparlamak gerekirse güzel bir ikinci yarı bizleri bekliyor, şampiyonluk yarışında büyük takımlar yalnız olmayacak gibi duruyor. Anadolu kulüplerinden biri neden şampiyon olmasın?

5 Ocak 2009 Pazartesi

Simon Vukcevic


Sporting'in 10 numarası bu sezon özellikle Şampiyonlar Liginde oynadığı futbolla adından söz ettiriyor. Şuanda Avrupa piyasasında önemli bir değeri olmasa da inanılmaz yetenekli bir futbolcu. Bu çocuğa dikkat edin derim iki sene içerisinde Avrupanın büyük bir takımında görmek pek de rastlantı olmaz.

Appiah Tottenham'la antremanlara çıkıyor !


The Independent'ın haberine göre Appiah Tottenham'la antremanlara çıkmaya başlamış. Habere göre Tottenham teknik direktörü Harry Redknapp Appiah'la ilk aşamada 6 aylık sözleşme imzalayacakmış. Fenerbahçeyle halen Fifa'lık olan yıldız futbolcunun performansına göre önümüzdeki sezon için sözleşme yenilenecekmiş. Biz Tottenham'a Appiah tarzı bi ön libero düşünürken Tottenham kendisiyle anlaşmış. Umarım başarılı olur ve eski günlerine çabucak döner.

Diego Milito..


Gözün doysun be Mourinho !

Bu sezon forvetlerinden yeterli verimi alamadığı gerekçesiyle forvet transfer etmek isteyen İnter'de gözler Genoa'da bu sezon müthiş gollere imza atan Milito'ya çevrilmiş. Kadrosunda İbrahimoviç, Adriano ,Balotelli ,Cruz ,Obinna , gibi hücümcuları olan bi takıma 29 yaşındaki bir forveti transfer etmek ne kadar doğru orası tartışılır. Ama kalitesiyle Milito her zaman İnter'e yakışır.

4 Ocak 2009 Pazar

Çabuk sönen yıldız adayları 1


BURAK YILMAZ

Burak Yılmaz Antalyaspor'da çıktığı 78 maçta attığı 35 golle dikkatleri üzerine çekmişti.2006 yazında 1.5 trilyon bonservis bedeliyle Beşiktaş'a transer oldu.Çıktığı ilk maçta ben yetenekliyim diye bağırıyordu Burak. İnönüdeki ilk maçında da Shakhtar'a nefis bir gol attı. Tigana'nın '' O benim yeni Henry'im olacak. 2 sene sonra aldığınızın 10 katına satarsınız. '' sözleri de tüm Beşiktaş camiasını heyecanlandırıyordu. Onu sahada görenlerin hepsinin düşüncesi aynıydı. Bu çocukta yetenek var. Hırslıydı Burak. İnanılmaz bir fiziği , müthiş bir sürati vardı. Tigana onu ilk sağ kanatta denediğinde işte bizim Cristiano Ronaldo'muz denmişti ona. Beşiktaşa geldikten kısa bir süre sonra hemen hemen herkesin beğenisini kazanmıştı. Spor yazarlarından Mehmet Demirkol'da şu sözlerle Burak'ı tanımlıyordu. '' Ya müthiş bir yıldız olacak Burak yada hiç bir şey olamadan sönüp gidecek. Arası olamaz yani çünkü onda böyle bir potansiyel var. '' Ve nitekim Tigana'nın gidişiyle Burak'ta Beşiktaş'tan gitmişti. Hemde son çıktığı lig maçında İnönüde zamanında ona olan inançlarını her yerde gösteren Beşiktaş taraftarları tarafından ıslıklanarak.
Holosko takasında Manisaspor'a verilen Burak Vestel'de oynadığı kısa süre içerisinde ondaki bu potansiyele inananları tekrar umutlandırmıştı. Çok geçmeden sadece 6 ay sonra Fenerbahçe'ye transfer oldu. Bu seferde Fenerbahçelilerin beklentisi çoktu ondan. Ancak 2008-2009 sezonun devre arasına girildiğinde ismi yine hayal kırıklığı tablosunda ilk sırada yerini alıyor. Henüz daha 23 yaşında Burak Yılmaz. Peki ya bundan sonra ne olacak ? Çok büyük yıldız olacak mı Burak , yoksa yok olup gidecek mi ?