15 Şubat 2009 Pazar

"Fenerbahçeli" Ercan Saatçi


Türk medyasında bazı spor yazarlarının tuttuğu takımlar herkes tarafından bilinir. Levent Tüzemen, Hıncal Uluç Galatasaraylıdır, Mehmet Demirkol, Rıdvan Dilmen Fenerbahçeli, Haşmet Babaoğlu, Vedat Okyar Beşiktaşlı. Hepsi de Türkiye'nin önde gelen gazetelerinde yazıyor, önde gelen televizyon kanallarında futbol programları yapıyorlar, katılıyorlar. Hepsinin de kendine ait bir uslübu var, kendi bakış açılarından eleştirme şekilleri. Bence hepsi de olabildikleri kadar objektifler. Zaten bir spor yazarının, bir futbol adamının yapması gereken de budur. Taraftar kimliğini bir kenara bırakıp, eleştiri kimliğine bürünendir. Türkiye'de bunu çok iyi yapanlar bellidir, saymaya da gerek yok. Ancak bugün okuduğum yazısından sonra en kötü yapan kişinin de Ercan Saatçi olduğuna karar vermiş bulunmaktayım. Şöyle başlıyor bugünkü "Sevgiliye" başlıklı yazısı. "SEVGİLİLER Günü’nde sevgilisi Fenerbahçe olanlara verilebilecek en güzel hediye buydu." Şöyle de bitiyor: "Maçın üç adamı: Başta Alex, Volkan ve Deniz olmak üzere Fenerbahçe Futbol Takımı(Hıncal Uluç ağabeyime saygılarımla)" Burada Hıncal Uluç ağabeyime saygılarımla demesini biraz açmak lazım. Hıncal Uluç'un onun Gaziantepspor maçından sonraki yazısında 'G' bile geçmemesinden şikayetçi olmasından sonra gelen bir şey bu. Son bölümde de, maçın üç adamı bölümünde tek bir Gaziantepli futbolcuya yer vermemesini eleştiriyor. Ercan Saatçi de geçen hafta salı günü cevap veriyor buna. "Yazılarımı sürekli takip edenler de bilir ki, ben bana has bir pencereden bakarak Fenerbahçe maçlarını yorumluyorum. Bir maç analizi yapmıyorum!.. Tandem, santra haf, 3-5-2, çift stoper, sağ iç, sol dış, baklava gibi futbola ait eski terimleri kullanmıyor, dolayısıyla takımların teknik analizleriyle pek ilgilenmiyorum. "Peki ne yazıyorsun kardeşim?" diye sorarsanız yayınlanmış tüm yazılarımı sizin gibi bir duayene onur duyarak yollayabilirim...
Ben Fenerbahçe maçlarında Fenerbahçe'yi seyrediyor ve Fenerbahçe'yi yazıyorum. Rakip takım kim olursa olsun eleştirilerim de övgülerim de Fenerbahçe ile ilgili oluyor..."


Evet, Ercan Saatçi'nin büyük(!) bir Fenerbahçeli olduğunu herkes bilir. Göründüğü gibi Fenerbahçe'yle ilgili yazdığını da iddaa ediyor zaten. Yazılarında futbolu değil de Fenerbahçe'yi konuştuğunu da açıkça ifade ediyor. Peki madem sadece Fenerbahçe var sahada onun için, neden takımı puan kaybettiği haftalarda hakemlere söylenmedik şey bırakmıyor, neden Galatasaray takımının sahaya çıktığı pankartın tutmadığını söylüyor? Ben de geçen seneyi hatırlıyorum. Fenerbahçe'nin başlattığı bir çok aktivite diğer kulüpler tarafından da takip ediliyor diye başlayıp diğer kulüpleri de onlara özenmiş gibi göstermek istediği günleri de. Onunla da kalmayıp, Galatasaray taraftarının yaptığı koreografi sonrası yeşil rengin sahayı temsil ettiğini anlamayıp, "Meksika bayrağı desem değil" diye aşağılamasını da. Onu son derece doğal bir şekilde futbol yazmamakla eleştiren bir yazara da sadece Fenerbahçe'yi yazarım demesi de doğruluğunun(!) başka bir göstergesi zaten. Kusura bakmasın ama ben bu yazıyı onun bugün yaptığı gibi Ercan Saatçi ağabeyime saygılarımla diye bitiremeyeceğim. Azıcık bir saygım kalmadı çünkü, ne ona ne de 5 yıldır futbolun f'sine yaklaşamamış biri olarak barındığı Hürriyet'e.

1 yorum:

Bay Kerahet dedi ki...

kendisi ertuğrul özkök'ün damadı olduğundan her şey serbesttir ona(!)